27 Ekim 2014 Pazartesi

Esmalar insanın içinde eksik olan enerjileri tamamlar, zarar veren negatif enerjileri de yok eder.

PSİKİYATRİST PROF. DR. MUSTAFA MERTER
 ("Dokuz Yüz Katlı İnsan" kitabının yazarı)

Güzel isimler diye de isimlendirilen esma, İslâm ve onun ayrılmaz bütünü tasavvuf telâkkisine göre evrende yaratılmış her şeyin kodlarıdır. Hani bir ürün aldığımız zaman üstünde bir barkod o ürünün özgül tanımını belirler, bunun gibi. Sayıları genelde zannedildiği gibi 99 değil sonsuzdur. İnsan bu konuda, diğer tüm yaratılmışlara göre çok özel bir şerefe nâil olmuştur, tüm isimlerin bilgisi kendisine, tabiri mazur görün, programlanmıştır. Bu programı potansiyel/kuvvet olarak derinliklerinde taşır.
Modern bilimle bir mukayese yaparsak, kuantum fiziğinin bir teorisi, tüm maddi evrenin, iki boyutlu iplikçik denen parçacıkların titreşiminden meydana çıktığını savunur (string theory). Öyleyse her molekül bir notadır ve insan nota zenginliği itibarıyla, eğer onları doğru icra ederse, eşi bulunmaz bir melodidir. Ruhsal hastalık deyimi de maalesef dilimize yanlış girmiştir. Ruh hastalanmaz, nefs (psike) hastalanır. Psikiyatride tedavi ilaçlar, psikoterapi ve sosyoterapi vasıtalarıyla gerçekleşir. Gerektiğinde ilaç verilir ama doğrusu her ilaç tedavisinin ya destekleyici veya derinliğine araştırıcı bir psikoterapi refakatinde gitmesidir.
Üçüncü aşama ise sosyoterapi, kişinin güncel hayatını yeniden şekillendirmesidir, bu üçlüye bio-psiko-sosyal yaklaşım denir. Değişik psikoterapi yöntemleri vardır, bizim Türkiye Benötesi ekolü olarak benimsediğimiz yaklaşım Sufi psikolojisinden esinlenerek gerçekleşir, bir diğer adı da nefs psikolojisidir.
Bu çerçevede hastalarımıza terapinin belirli aşamalarından sonra, okumalar da tavsiye ederiz. Meselâ Hz. Mevlâna, Hz. Yunus Emre'nin eserleri gibi. Bu eserlerin birçok yerinde derin hikmetlerin yanısıra "isim"ler de zikredilir ve bu "kodların" üzerine tefekkür (derinliğine düşünme) hastanın daralmış dünya görüşüne yeni boyutlar katabilir. Depresyonun en krizli dönemi sözünü ettiğim girişimlerle (ilaç ve/veya psikoterapi) atlatıldıktan sonra, psiko-spritüel tedavi çerçevesinde isimler üzerine tefekkür de devreye girebilir. Meselâ, Kuran-ı Kerîm'deki, Hadîd Sûresinde yer alan, "huve'l evvelu vel âhiru, ve'z-zâhiru vel bâtinu / sen evvelin evvelisin, sonranın sonrasısın, açıkça görünen ve görünenin ötesindeki her şeyin özüsün" âyetinde geçen isimler üzerine tefekkür bu hastaya yepyeni boyutlar açabilir.
"Evvel/Âhir; Zâhir/Bâtın" ikiye bölünmüşlüğü üzerine tefekkür ve bir varlığın tüm bu bölünmüşlüğün ötesinde olabileceği fikri bazı insanlarda birdenbire varoluşun üzerindeki sis perdesini kaldırabilir. Sınırlar genişler, ufuk açılır ve derin anlam hissedilir. Dikkatinizi çekerim zihnî/rasyonel olarak değil, çünkü zihin bu yükü kaldıramaz, ama kalbî
olarak insan görünmez sınırları aşabilecek, aşkın bir varlıktır. Gençlerin hoşuna gitsin diye modern bir benzetme yaparsak, sanki Avatar filmindeki Jack Sully, kötürüm bedenini makinede uyutmuş ve yeni bedeniyle Pandora gezegeninin muhteşem ormanlarına gelmiştir.
Yanlış anlaşılmasın hastaya esma çekmesi söylenmez, sadece yardımcı bir metot olarak, esma üzerine tefekkür etmesi önerilir.

SOSYOLOG-YAZAR NİYAZİ ALTILAR
("Hayatın büyük sırrı; Beşinci Element" kitabının yazarı)

Esmalar insanın içinde eksik olan enerjileri tamamlar, zarar veren negatif enerjileri de yok eder. Benim tavsiyem gece namazından ya da teheccüd namazından sonra secdeden kalkmadan yapılmasıdır. Günümüzde şehir hayatını yaşayan insanlar, Ya Hayy, Ya Latif, Ya Rezzak, Ya Cebbar, Ya Halim esmalarını zikrettikleri zaman, hayatın onlar için daha kolay hale geleceklerini fark edeceklerdir.

1 yorum:

  1. Harikasınız...Dinimizin güzellikleri ve imanın sağlamlığı budur işte...

    YanıtlaSil

Küfür, hakaret içeren yorumlar yayınlanmayacaktır.
Teşekkürler..

Bumerang - Yazarkafe

Bumads

Mart 2007'nin "En iyi blog"u Seçilmişti blogum!Teşekkürler destekleyen herkese...