19 Şubat 2018 Pazartesi

Konsantrasyonunuzu artırmak ve zihin geliştirmek için!

A. Su Kaybı
Vücuttaki diğer organlardan farklı olarak, beynin büyük bir kısmını (yaklaşık tahminen % 90'ını) su oluşturmaktadır. Vücuttaki su eksikliği kişide baş ağrısı, yorgunluk ve çabuk sinirlenme gibi sonuçlara neden olmaktadır. Bu sonuçlardan her biri sizden konsantrasyonunuzu çalan, alıp götüren olaylardır.
B. Toksinler (vücudunuzdaki zararlı maddeler)
Herhangi bir işle uğraşırken neler atıştırdığınız konsantrasyonunuzu etkileyen en önemli faktördür. Yediğimiz hafif hazır yemek ve çerezlerde en çok kullanılan 12 tehlikeli katkı maddesini içeren “kirli düzine” diye bir liste vardır. Bunlardan iki tanesi en çok dikkat etmemiz gereken maddelerdir. Çünkü bu iki tehlikeli madde her türlü gevrekte, gazlı içecekte, sakızda ve yediğimiz birçok şekerlemede mevcuttur.
1-) Mono Sodyum Glutamate (MSG) çeşni ve tat artırıcı dünyada 1950'lerde kullanılmaya başlamıştır. Bu madde hemen hemen her türlü tuzlandırılmış çerezde, hazır yemeklerde, hazır çorbalarda, bisküvilerde, soslarda, et suyu veya et suyu bulyonlarında, konserve ton balıklarında, donmuş hazır yiyeceklerde mevcuttur. Şeker pekmezi fermantasyonundan elde edilmesinden dolayı bu katkı maddesi migren, astım, egzema, barsak rahatsızlığı, kalp çarpıntısı, dalgınlık, unutkanlık, çabuk sinirlenme, rahatsızlık ve dikkatsizlik gibi durumlara sebep olur.

2-) Aspartame suni tatlandırıcı şekerden yaklaşık 200 kat daha tatlıdır. Aspartame diyet içecekler, kalorisi düşük yiyecek veya diyet tatlılar, sakızlar, pasta ve şekerlemeler dahil tam 9000 yiyecek ürününde kullanılmaktadır. Bu madde de baş ağrısı, heyecan, çabuk sinirlenme, depresyon, uykusuzluk, yorgunluk, baş dönmesi, hazımsızlık ve çeşitli alerjik reaksiyonlar gibi çeşitli şikayetlere sebep olmaktadır. Ayrıca bu maddenin beyin tümörü oluşmasına etkisiyle ilgili ön bulgular mevcuttur.[1]
Dikkat ve Konsantrasyon Artırıcı Çalışmalar
  1. Yaklaşık 2 metre mesafeden duvardaki bir  tabloya ya da resme dikkatlice bakıp o resim üzerinde yoğunlaşın. Sonra gözlerinizi kapayıp bu resmi TÜM DETAYLARIYLA hayalinizde canlandırmaya çalışın. Sonra gözlerinizi açıp canlandırdığınız imgeyle resmi karşılaştırın. (Bir tablo ya da resim yerine başka herhangi bir nesne de olabilir.) Bu çalışmalarda başarısız olursanız, asla pes etmeyin ve yılmayın. Zaman geçtikçe, ister yavaş ya da ister hızlı, muhakkak ilerleme kaydedeceksiniz.
  2. Büyük bir boy aynasının karşısına rahat bir şekilde oturup ellerinizi başınızın arkasında birleştirin. Omuzları geriye itip karnı geriye çekin ve gevşeyin. Kendinizi tamamen serbest bırakın. Sonra,  5 dakika boyunca aynaya bakın. (İki kaşın ortası olabilir.)
  3. Ayna alıştırmasından sonra doğrulup bir kavram hakkında yoğunlaşabilirsiniz. Bilincinize sadece bu konu üzerinde yoğunlaşacağınızı telkin edin. (5-10 dakika boyunca) Üzerinde yoğunlaşacağınız kavram hakkında derin derin düşünün ve farklı özelliklerini ele alın. Tüm bu SOYUT kavramları SOMUT bir biçimde gözlerinizin önüne getirmeye çalışın. Örneğin; Sevgi, aşk, çocuk, anne, baba, din, tarih, özgürlük, yaşam, arkadaşlık gibi. Sonra da aklınıza gelen tüm bu kavramları bir deftere not edip düşüncelerinizi anlatan bir yazı yazın. (Ne kadar acemice olursa olsun; çünkü bu düşüncelerinizi yazmak, büyük bir yoğunlaşma ve dikkat artırma aracıdır. (Okuduğunuz bu yazının yorumlar bölümüne de yazabilirsiniz )
  4. Yine aynı şekilde, gözlerinizi kapatıp renkleri tek tek gözünüzde canlandırın ve o renge yoğunlaşın. Örneğin sırayla, beyaz, mavi, kırmızı, yeşil, pembe, kahverengi. Gözlerinizi kapattığınızda bu renkleri NE KADAR NET OLARAK CANLANDIRABİLİYORSUNUZ gözlerinizin önünde? Her deneme bu yoğunlaşmanın gittikçe arttığını fark edeceksiniz.
  5. Hava akımının olmadığı bir odada (mumun titrememesi için) sırt, dik olacak şekilde oturun ve ileri doğru uzatılan sağ elde, yanan bir mum tutun Bu muma, bir dakika süreyle çok yoğun şekilde konsantre olun. Daha sonra mumu tekrar masa üstüne bırakın, gözlerinizi kapatın ve mumu tüm detaylarıyla düşünün ve hayalinizde canlandırmaya çalışın. Başlarda sadece yarım dakika ve bir dakika arası başarı sağlanabilirse de, bu süre, zamanla on dakikaya kadar uzatılır. Her alıştırmadan sonra gözlerinizi açın ve imgelenen görüntüyü, gerçeğiyle karşılaştırılırın
  6. Rahat bir koltuğa oturur. Elinize bir kalem-kağıt alıp bilincinize şu telkini yapın: "Şu anda sadece ve sadece .....'yı düşünüyorum. Başka hiçbir şey, beni ilgilendirmiyor."Alıştırmayı, değişik objelerle tekrar edebilirsiniz. Düşünceleriniz başka konulara geçerse, her seferinde kalemle kağıda bir işaret koyun. Bu şekilde, alıştırmadan alıştırmaya başarının nasıl arttığını kontrol etme imkanı doğmuş olacaktır. Bu alıştırmayı, beş dakika sürdürün
  7. Duvara, ortasında siyah bir nokta bulunan, sarı renkte, 50 cm çapında kağıttan bir daire asın. Yaklaşık 3 metre uzağında rahat bir koltuğa oturun ve gözlerinizi hiç kırpmadan o siyah noktaya bakın. Gözleriniz kızarmaya başladığında bu alıştırmaya son verin.
  8. Bir aynanın önüne oturun ve gözlerinizi, görüntüdeki burna sabitleyin. Gözkapaklarınız, titrememelidir. Eğer gözleriniz yaşarırsa, alıştırmaya son verin.
  9. Yeni bir alıştırma. Ama bu alıştırmada ikinci bir arkadaşınız gerekli. Odanın içinde yürüyeceksiniz; ama arkadaşınızın komutuyla. Yani yürürken, dikkatinizi arkadaşınızın komutlarına vereceksiniz. Dur dediği anda, hangi konumda olursanız olun, anında duracaksınız.
  10. Bol bol beyin egzersizi yapın. Gazete ve dergilerdeki "iki resim arasındaki farklar"bulmacalarını çözün.
  11. İmkanınız varsa 2-3 haftada bir puzzle / yapboz satın alın ve parçaları bir araya getirmeye çalışın.
  12. Ters El Alıştırması: Hangi elinizi en çok kullanıyorsunuz, örneğin yazı yazıyorsunuz? Sağ el mi? Sol elinizi de günlük hayattaki küçük işlerde kullanmaya çalışın. Örneğin sol elinizle her gün İstiklal Marşı'ndan bir kıtayı kağıda yazın. Peki neden bunu yapıyoruz? Çünkü hangi elimizi çoğunlukta kullanıyorsak, beynin o tarafı gelişmiştir. Biz, diğer tarafını da geliştirmek için diğer kullanmadığımız eli de kullanalım ki +verim alalım. Yemek yerken, diş fırçalarken, bıçakla bir şey keserken, yazı yazarken kısacası her işte kullandığınız elin tam tersini kullanmaya çalışmanız, beyninizin pasif kalmış diğer yarısını harekete geçirecektir. Haydi o zaman, düzgün olmasa bile fırçayı, kaşığı, boyayı, kalemi kullanmadığınız elinize alın. Rutinden uzaklaşın, beyninizin atıl kalmış yerleri parlasın ve çalışsın.
  13. Çocuk Merakı oyunu: Çocukların hiç durmadan soru sormaları ve cevaplar aramaları onların doğalarında var. Beyinleri bizden 3 kat daha hızlı çalışmaktadır. Tüm verileri inanılmaz hızda hafızalarına kaydederek deneyim zenginliği oluşturmaktadırlar. Özellikle 8-9 yaşından sonra sosyalleşmenin etkisiyle bireyler ortaya çıktıkça çocuğun merak duygusu köre(lti)lir ve üretkenliği azalır, hatta yok olur. Çünkü merakla kullanılmayan birçok nöron bağlantısı yok olur veya zayıflar. Statik ve pasifleşmiş bir hafıza sahibi bireyler karşımıza çıkar. Unutmayın! Merak ilmin hocasıdır. Merak olmadan soru soramazsınız. Çocuksu merak, soru sormayı tetikler ve hafıza canlı kalarak öğrenmeyi sağlar. Öğrenmeyi öğrenmek ve güçlü bir hafıza için meraklanmayı ve soru sormayı terk etmeyin, aksine ateşleyin her zaman.
  14. Harf Bulma Alıştırması: Bir kitap veya gazete alın elinize ve renkli kalemlerle çift yazılmış sesli veya sessiz harfleri çizin. Örneğin; "bakkal" ve "elli" kelimelerinde iki defa yazılmış 'k' , 'l' harfleri fosforlu bir kalemle boyanır. Ne faydası olacak diyorsanız konsantrasyon beceriniz artacak. Daha odaklanmış bir zihinle olaylara ve kişilere yaklaşabileceksiniz. Dikkat etme süreniz yaptığınız alıştırmaların süresi ve miktarına bağlı olarak çoğalacak. Canlı ve aktif bir zihne sahip olmanın hazzını yaşayacaksınız.
  15. Polis Soruşturması Alıştırması: Polisiye dizi ve romanlarda sorulan soruları kendinize sorun. "Dün saat 24'te neredeydin?""Otelde iken kimler vardı?""O sırada ne yapıyordun?""Eve kaçta gittin?""Yolda seni gören oldu mu?""Sabah kaçta uyandın?""Kahvaltıda ne yedin?" gibi soruları yöneltin ve cevaplayın mutlaka. Ne mi kazanacaksınız? Her yaptığınız işe dikkat kesilecek ve hafızanız canlanacak.
  16. Çaprazlama Hareket Alıştırması: Yerinizde sayarken (asker gibi) önce sağ bacağınızı havaya kaldırırken ters elinizle -sol el- sonra sağ elinizle sağ bacağınıza dokunun. Aynı çalışmayı sol bacak sağ el ve sol el dokunma hareketleriyle devam edin. Beyninizin her iki lobunu çıldırtın. Her iki lobu dengeli kullanın, parlasın, yansın ve size gülümsesin.
  17. Sekiz Çizme (Fırça) Alıştırması: Yorgun zihninizi hemen canlandırmak istemez misiniz? O zaman haydi şimdi! Gözlerinizi kapatın. Omuzlarınızı dik tutun ve derin derin nefes alın. Ve burnunuzun ucunda bir boya fırçası hayal edin. Daldırın fırçayı istediğiniz renge. Fırçanızla yatay bir sekiz çizin. Fırçanın kenarından boyanın damladığını görün. Renklerin palet içindeki cümbüşünü seyredin birkaç dakika. Fırçanızdaki boyanın canlılığını fark edin. Bu alıştırmayı 10-15 defa yapın. Stresin ortadan kalktığını ve beyninizin daha canlı çalıştığını göreceksiniz.[2] İkinci teknikse; bir elinizi yüzünüzün önünde ileriye doğru tam karşıya uzatın ve baş parmağınız yukarıyı gösterecek şekilde açık tutarak elinizi yumruk yapın. Gözleriniz baş parmağınızı dikkatle takip ederken, yavaş yavaş her bir yuvarlağı elinizin başlangıç noktasına göre iki ayrı tarafta olacak şekilde yavaş yavaş yatay bir sekiz oluşturun. Bu hareketi iki veya üç kere tekrarlayın. Daha sonra aynı hareketi diğer kolunuzla ve elinizle yapın.[1]
  18. Araba Ajan Alıştırması: Otobüste seyahat ediyorsunuz Elinize bir sözlük alın. Rasgele bir sayfayı açın ve bir kelimeye dokunun. O kelimeyle ilgili cümleler kurun. Araba plakalarına bakın. Harflerden kelimeler türetin. Zihniniz çalışsın ve canlansın. Aynı zamanda zengin bir kelime hazineniz olsun.[2]
  19. Otobiyografi Alıştırması: Hayat hikâyenizi yazmak istemez misiniz? Haydi, kendinizi ilk fark ettiğiniz andan itibaren anılarınızı yazmaya başlayın. Sonra anasınıfı, ilkokul yıllarınızı düşünün ve o güzel anları kâğıda dökün. Burada bilinçaltınızı harekete geçirmeniz gerekiyor. Çocukken ve ilkokulda unutamadığınız arkadaşlarınızın takma adlarını, lakaplarını, yüz şekillerini, anne babalarının isimlerini, hobilerini hatırlamaya çalışın.
  20. Sisimo Tekniği ve Telkin: Yorgun, stresli hallerinizde pozitif telkinlerin gücünü yaşayın. Eğer yaşamadıysan şimdi denemek akıllıca olacaktır sizin için. Gözlerinizi kapatın. Omuzlarınızı dik olsun ve derin derin nefes alın. Olmak istediğiniz yere gidin şimdi. Yemyeşil bir vaha, yüksek bir tepeden yeryüzünü seyredin. Çok derin nefes alın ve pozitif bir enerjiyle yüklendiğinizi akli gözünüzle görün, hissedin. Sisimo tekniğini uygulayın yeter. Zihninizdeki karmaşanın yok olduğunu duyumsuyorsunuz. Artık çok rahat, dingin ve huzurlusunuz. Dupduru bir zihinle evrenle bir bütün olduğunuzu görüyor ve farkındalığın tatlı bir hazzını yaşıyorsunuz şimdi. Evet inanılmaz bir doruk deneyimi yaşadığınızın farkındalığında farklı ve sıra dışı bir an sizi kucaklıyor. Sarmalıyor ruhunuzu sımsıcak şefkat ve değer dolu iki devasa kol. Dünyaya kattığınız değer sizi değerli ve özel bir insan yapıyor. Birkaç örnek verelim: "Tam bir güven ve emniyet içerisindeyim.""Hafızamın gücüne inanıyorum.""Yapabileceklerim yaptıklarım yanında bir okyanus misali uzanıyor.""Daha fazlasını yapabilmeye yeteneğim var ve yapıyorum.""Yaptıkça yapabileceklerimin daha çok olduğunu görüyorum.""Yaptıkça çoğaldığımı fark ediyorum.""Pozitif bir enerjiyle yüklendiğimi akli gözümle görüyorum ve hissediyorum." [2]
  21. Beynin Enerji Noktalarına Dokunmak: Baş parmağınızla ve işaret parmağınızla bir ‘C” harfi oluşturun ve her iki parmağınızı hemen köprücük kemiğinin altındaki göğüs kemiklerinizin iki tarafının üzerine koyun. Parmaklarınızla nazikçe göğsünüzün her iki kısmını yavaş yavaş 20 veya 30 saniye ovun. Bu ovma sırasında diğer eliniz göbeğinizin üzerinde dursun. Daha sonra ellerinizin yerini değiştirerek aynı hareketi iki veya üç kere tekrarlayın. Bu sayede sakin düşünme, okuduğunuz satırları takip edebilme, göz hareketlerini kontrol edebilme yeteneklerinizi geliştirir ve enerji seviyenizi yükseltir.
  22. Düşünme Noktalarını Hareketlendirmek: Baş ve işaret parmağınızla nazikçe dairler çizerek başınızı ovunuz. Bu ovma işine kulaklarınızın dış kısmından başlayarak başınızın tepe noktasına kadar yavaş yavaş ilerleyiniz. Daha sonra ovma işine alnınızın iki tarafından tepeye doğru da yapınız. Bu uygulamayı iki veya üç kere tekrarlayınız. Faydası: Heceleme, kendi kendinin farkında olma, kısa-süreli hafıza gelişimi, dikkatli dinleyebilme ve soyut düşünebilme yeteneklerinizi geliştirir.
  23. Çapraz Eğilme: Ayakta durun. Önce yavaşça eğilerek sol elinizle sağ dizinize dokunun ve doğrulun, sonra sağ elinizle sol dizinize dokunun ve doğrulun. Bu hareketi 10 veya 15 kere tekrarlayın. Peki bu teknik neye yarar: Okuma, yazma, dinleme, hafıza ve koordinasyon yeteneklerinizi geliştirir. Bu egzersiz beyninizin her iki lopunu aynı anda aktif hale getirir.[1]
Konsantrasyon İçin Zihinsel Stratejiler
“Gitme, Buraya Gel” Stratejisi
Bu stratejiyi mutlaka uygulamalısınız. Düşüncelerinizin ilgilendiğiniz konudan başka bir noktaya kaydığını hissettiğiniz anda, “Bir dakika, hiçbir yere gitme, buraya gel” deyin kendi kendinize.

Örneğin tam ders çalışırken aklınıza aldığınız başka bir not veya bir ödev, kız veya erkek arkadaşınız, veya karnınızın biraz aç olduğu veya bir şeyler atıştırma gibi düşünceler gelebilir. Böyle bir durumda hemen kendi kendinize, “hiçbir yere gitme, buraya gel” deyin. Ve hemen ilgilenmeniz gereken konuyu düşünerek, konuyla ilgili kendi kendinize birkaç soru sorun ve bunları cevaplamaya çalışın. Konuyla ilgili en son bölümün kısa bir özetini düşünün. Veya konunun ana başlıklarını şöyle bir hatırlamaya çalışın ve elinizden geldiğince dikkatinizi ilgilendiğiniz konuya toplamaya çalışın.

Dikkatinizi dağıtan konudan uzaklaşmak için kesinlikle o konuyu düşünmemeyi düşünmeyin. Çünkü bu durum gittikçe daha çok dikkatinizin dağılmasına sebep olur. Bir şeyi düşünmemeye çalışmak, onun daha çok düşünülmesine sebep olur. “Şimdi fil düşünmeyeceğim” diye bir düşünün bakalım ne olacak. Şüphesiz hemen aklınıza bir fil gelecektir. Unutmayın, “fil düşünmemeliyim” diye düşünmek aklınıza filin gelmesini sağlamaktan başka bir işe yaramaz.
Problemleri ve Dikkat Dağıtan Şeyleri Düşünme Zamanı
Araştırmalar, endişeleri ve problemleri için özel bir zaman ayıran insanların dört hafta içinde daha önceki durumlarına göre endişeleri için yüzde 35 daha az düşündüklerini göstermektedir.

1. Konsantrasyonunuzu bozan ve sık sık aklınıza gelen konuları düşünmek için kendinize özel bir zaman ayırın.
2. Dikkatinizi dağıtan bir konunun farkına vardığınızda, bu konuyu düşünmek için özel bir zamanınız olduğunu kendinize hatırlatın.
3. Dikkatiniz dağıldığında ayrıca “bir dakika, hiçbir yere gitme, buraya gel” deme stratejinizi de kullanın.
4. Konsantrasyonunuzu bozan ve sık sık aklınıza gelen konuları düşünmek için ayırdığınız özel zamanı mutlaka bu iş için kullanın.

Ayrıca özel olarak ayırdığınız zamanda düşünmek üzere, zihninizi dağıtan şeyleri not alın. Bu amaç için özel bir not defteri tutun. Not aldığınız konuları bu amaçla ayırdığınız özel zamanda mutlaka düşünün. Giderek zaman içinde bu konuların azaldığını fark edeceksiniz.[1]
Nefes Alma Teknikleri
Yoğunlaşmanız gereken bir konuya başlayacağınız zaman, daha önceden konsantre olmakta zorlanmadığınız bir anı aklınıza getirin. Kendinizin yine böyle bir anda olduğunu düşünün.

Ayrıca başlangıçta nefes almaya odaklanmak ve derin derin nefes almak bedenin dinlenmesini, zihnin ise enerji dolmasını sağlar. Derin derin nefes almak zihin ve beden senkronizasyonunu sağlar ve sizi stresten uzak tutar.

1. Rahat bir konumda olun.
2. Yavaş yavaş (mümkünse burnunuzla) nefes alın. Sırayla önce göğsünüzün alt kısmını, sonra orta ve üst kısmını aldığınız nefesle doldurun. Yavaş yavaş nefes aldığınızdan emin olun. Bu süreç yaklaşık 8 – 10 saniye olsun.
3. Konsantre olduğunuz bir anınızı düşünerek nefesinizi içinizde bir veya iki saniye tutun.
4. Sonra rahat ve sakin bir şekilde nefesinizi verin.
5. Birkaç saniye durun ve aynı derin nefes alıp verme işlemini tekrar edin.
6. Bu işlemi yaparken başınızın döndüğünü hissederseniz nefes alıp vermeyi çok yoğun yapıyorsunuz demektir. Bu gibi durumlarda yavaşlayın.
7. Aynı zamanda kendinizin ılık ve sakin bir deniz kenarında olduğunu düşünün. Veya dalgaların üzerinde batmadığınızı ve nefes alıp, verdiğinizde dalgaların üzerinde nazik bir şekilde yükselip indiğinizi hayal edin.

Bu egzersizin amacı sizi stresten uzak tutmaktır. Stresli olduğumuz durumlarda beynin bazı kısımları aktif olmadığı için daha az zeki oluruz. Bu egzersizi her çalışma öncesi yapın.[1]
Zihin Geliştirici Oyunlar
Tetris
Yapılan araştırmada günümüzdeki karmaşık bilgisayar oyunlarına kıyasla çok basit kalan Tetris, düzenli olarak oynanırsa beyindeki gri maddeyi geliştirebiliyor ve düşünme gücünü artırıyor.
Daily Telegraph'taki habere göre ABD'deki Zihin Araştırma Merkezi bilim adamları onlu yaşlardaki kızlar üzerinde yaptıkları testlerde deneklerden üç ay boyunda günde yarım saat Tetris oynamalarını istediler. Bunun ardından beyinde yapılan tarama testlerinde deneklerin beyinlerinin hareket eleştirel düşünce mantık kurma dil ve işlemlemeyle ilgili bölümünde "yapısal değişiklikler" olduğu görüldü. BMC Research Notes adlı dergide yayımlanan araştırmayı yapan bilim adamları Tetris oynamanın "zihin randımanını" artırdığını düşündüklerini söylediler.

Dr. Rex Jung son 5 yıldaki beyin araştırmalarının en şaşırtıcı yanlarından birinin pratik yapmanın beynin motor bölgelerindeki gri maddeyi büyüttüğünün görülmesi olduğunu söyledi. Jung zihinsel pratik yapmanın gri maddedeki büyümenin işareti olan kortikal yoğunluğu artırıp artırmadığını görmek için Tetris'le ilgili araştırmayı yaptıklarını belirtti.
Araştırmayı kaleme alanlardan Dr. Richard Haier de "Tetris oynayan ve oynamayan kızların beyinlerindeki kortikal yoğunluktaki farkı görmek bizi çok heyecanlandırdı" dedi. Daha fazla gri madde beynin belli bölümlerinin karmaşık görevleri yerine getirmek için çok çalışmak zorunda kalmaması anlamına geliyor. Tetris Rus bilgisayar programcısı Alexey Pajitnov tarafından 1984'te geliştirilmiş ve dünyanın en popüler bilgisayar oyunlarından biri olmuştu.[3]

Konsantrasyon Artırıcı Müzikler
Şimdi gelelim enteresan bir konuya. TV'de, CD veya kaset çalarınızda dinlediğiniz sözlü bir müzik SÖZ içerdiği için daha çok beynin SOL LOP'unu uyarmaktadır. Konuşma, kelimeler ve sözlerle ilgilenen ve hoşlanan beynin bu kısmıdır. Ancak sözler beynin renkli ve eğlenceli SAĞ LOP'unu uyarmamaktadır. Sağ lop ritmi ve müziği (özellikle de bazı özel sözsüz müzik ve ritimleri) seven taraftır. Bahsedeceğim, beynin her iki lopunu birlikte ve dengeli kullanmayı sağlayan, özel müzikleri ve ritimleri sevmeseniz de, bundan böyle müziğe, konsantrasyonu sağlayan bir araç olarak bakmanızı istiyorum.[1]
Konsantrasyon temel olarak beyin dalgaları ile ilgilidir. Beynimiz sürekli olarak çeşitli dalgalar yaymaktadır. Bunlardan 8 ila 12 Hz. arası beyin dalgalarına "alfa dalgaları" denmekte olup, beyin alfa dalga ortamındayken konsantrasyon kalitemiz zirveye çıkmaktadır.Biraz yüksek bir yatırım yapıp, beyin dalgalarını bir monitör ve bilgisayar yardımıyla sürekli olarak izlemek ve beyin tam alfa dalga ortamına girdiğinde ders çalışmaya başlamak ve öğrenme faaliyetlerine geçmek iyi bir seçim gibi görünebilir. Esas amaç beynin alfa dalgası ortamına girdiği anları yakalamaya çalışmak olmamalıdır. Amacımız hangi şartların beynin alfa dalgası ortamına girmesine neden olduğunu tespit edip, bu şartları suni olarak yaratarak beynin alfa dalgası ortamına girmesini sağlamak olmalıdır. Ancak bu şartlarda kendi istediğimiz zamanlarda konsantre olmamız mümkündür.
Binaural Frekanslar Tekniği
Araştırma sonuçları, insanın sağ ve sol kulağından farklı frekanslar gönderildiğinde, beynin bu iki frekans farkına eşit bir frekans ortamına girdiğini ortaya koymuştur. "Binaural Frekanslar" adı verilen bu tekniğe göre, örneğin sağ kulaktan 440 Hz., sol kulaktan da 450 Hz. frekanslar gönderildiğinde beyin 450-440=10 Hz. bir dalga ortamına girmektedir. Bu dalga beynin alfa dalga ortamıdır. Beyin alfa dalga ortamına girdiğinde ise öğrenme potansiyeli maksimum seviyeye çıkmaktadır.

Ders çalışma, hızlı okuma ve herhangi bir öğrenme faaliyeti sırasında "Bio-Ritmik Largo"setinin kasetleri kulaklıkla fon müzik olarak dinlendiğinde, her iki kulaktan ayrı ayrı gelen binaural seslerin ilave etkisi ile kişinin konsantrasyon gücü artmaktadır.
Largo-Barok Müzik
Müziğin öğrenme potansiyeline bir başka sebepten dolayı da katkısının olduğunu ortaya koyan "telkin yöntemi" (suggestopedia) psikiyatr ve eğitimci olan Bulgar Georgi Lozanov tarafından bulunmuştur.

Özellikle stressiz bir öğrenme, beden ve zihin faaliyetlerinin bir ahenk içinde çalışmasını sağlamaktadır. Bu şartlarda öğrenilen bilgiler daha kalıcı olmaktadır. Lozanov yaptığı araştırmalarda çok özel bir müziğin, yine çok özel bir ritimde olması kaydıyla, insanın beden fonksiyonlarını stressiz bir ortama sokarak öğrenme konsantrasyonunu artırdığını keşfetmiştir.

Özellikle kolay ve kalıcı öğrenme beyin alfa dalgası ortamındayken gerçekleşmektedir. Lazanov'un test ettiği belli ritimdeki bazı kalsik müzik parçalarının beyin dalgalarını 8 ile 12 Hz. aralığına düşürerek beynin alfa dalgaları yaymaya başlamasını sağladığı gözlenmiştir. Lozanov yaptığı deneylerde her klasik müzik parçasının dinleyenleri alfa beyin dalgaları ortamına sokmadığını ve en etkili parçaların 60 vuruşlu "largo" tempolu ve 4/4 veya 3/4 ölçülü olan "barok müzik" eserlerinden oluştuğunu tespit etmiştir.

Iowa Eyalet Üniversitesinde yapılan testler, öğrenme faaliyeti sırasında barok müziğin kullanılmasının öğrenme ve hafıza gücünü yaklaşık yüzde 24 artırdığını göstermiştir.
Bio-Ritmik Largo Tekniği
Largo Barok müziğe binaural frekanslar tekniğinin de ilave edilmesiyle hazırlanan çift etkili tekniğe "Bio-Ritmik Largo Tekniği" denmektedir. Mega Hafıza tarafından hazırlanmış olan "Bio-Ritmik Largo" set kasetlerindeki fon müzikler tamamen 60 vuruşlu largo hızda çalınmış olan özel barok müzik parçalarından oluşmaktadır.

"Bio-Ritmik Largo" bir kaset, ders çalışırken veya hızlı okuma sırasında kulaklıksız olarak fon müzik olarak dinlendiğinde "Largo Barok" müziğin stressiz öğrenme avantajı zaten elde edilmektedir. Ancak böyle bir kaset kulaklıkla fon müzik olarak dinlendiğinde, her iki kulaktan ayrı ayrı gelen binaural seslerin ilave etkisi de kendisini göstererek kişinin konsantrasyon gücü de artırılmaktadır.

Özet olarak "Bio-Ritmik Largo Tekniği", konsantrasyonu artırmak için "Largo Barok Müzik" etkisi ile "Binaural Frekanslar" tekniğinin birleştirilerek kullanılmasıdır.
Mozart Dinlemek, Zekayı Artırıyor
14 Ekim 1993 'de , A.B.D.'de "USA Today"da çıkan "Mozart'ın Müzikleri Zekayı Geliştiriyor"başlıklı haber, tüm dünyada sansasyon yaratmıştır. Bu habere göre, California Üniversitesi'nin Irvine'deki Öğrenme ve Hafıza Nörobiyoloji Merkezi bilim adamlarının yaptıkları bir araştırma, bazı müziklerle IQ arasında bir ilişki olduğunu açıkça ortaya koymuştur.

Bu araştırmada otuzaltı üniversite öğrencisi, önce I.Q. testinin sağ beyin yeteneklerini ölçen sorularıyla test edilmiştir. Testten sonra öğrencilere Mozart'ın "Re Majör, K 448 iki Piyanoluk Sonat"ı 10 dakika boyunca dinlettirilmiştir. Daha sonra öğrenciler hemen tekrar test edildiklerinde, I.Q. skorlarının önceki değerlere göre 8 veya 9 puan daha yükselmiş olduğu gözlenmiştir.

Fransız Tıp ve Bilim Akademileri üyesi Dr. Alfred Tomatis'e göre beynin elektriksel olarak şarj olmasında kulaklar anahtar bir rol oynamaktadır. Tomatis'e göre, beyin hücrelerindeki elektriksel enerjinin azalması konsantrasyonun bozulmasına ve yorgunluğa sebep olmaktadır. Bu durumda beynin de , piller gibi şarj edilmesi gerekiyor.

Tomatis beyin hücrelerinin enerjiyle şarj edilmesi yollarından biri olarak, 5000 ile 8000 Hz. arasında yüksek frekanslar ihtiva eden müziklerin dinlenmesini keş fetmiştir. Yıllar süren analizlerden sonra Tomatis, bu frekans aralığındaki seslerin Mozart'ın müziklerinde çok sayıda mevcut olduğunu tespit etmiştir. Tomatis'e göre, kulak salyangozunu dolduran, "corti"hücrelerinin titreşmesi jeneratör vasıtası görerek beynin yeniden şarj edilmesini sağlamaktadır.

Tomatis de ayrıca beynin şarj edilmesi için etkili olan diğer bir yakın müzik çeşidi olarak "largo barok (baroque) müzik" parçalarına dikkat çekmiştir.[4]
Konsantrasyonu Artıran Yiyecekler
Konsantrasyonu artırmanın bir yolu da probleme daha geniş bir açıyla yaklaşmaktır. Hastalık kaynaklı nedenleri yok tamamen yok ettikten sonra diğer fiziksel boyutlara da göz atmak gerekir.
Dinlenin ve Enerji Şarj Edin – uykusuzluk ve açlık konsantrasyonu yok eder; problem az beslenme ve az uyku ise, iyice dinlenin ve bir kase salata yiyin.

Karbonhidratları Azaltın - bazı insanlar çok fazla rafine edilmiş karbonhidrat tükettiği zaman uykulu bir duruma girer. Eğer karbonhidratlara karşı hassassanız, öğle yemeğinde ekmeği azaltın ve biraz fazla protein ve sebze tüketin.

Doğal Tatlıları Kullanın – rafine şeker başlangıçta size enerji verse de, bir süre sonra çoğu insanı zihinsel ve fiziksel olarak uyuşuk bir duruma sokar. Gün içinde enerjiye ihtiyacınız varsa, çikolatalı bir gofret yerine bir portakal, elma veya muz yemenizi tavsiye ederiz.

B Vitaminleri Alın – thiamine (bir B vitamini) seviyenizi artırarak konsantrasyonunuzu sağlamak istiyorsanız, buğday ekmeği, fındık, ceviz, fındık, fasulye, bezelye, süt, yağsız et, yeşil yapraklı sebzeler, avakado, karnabahar ve ıspanak gibi yiyecekler yemelisiniz.

Demir Oranına Dikkat – demir eksikliğinin sebep olduğu anemi, beyne kanın dolayısıyla oksijenin az gelmesi nedeniyle hafıza ve konsantrasyonu etkilemektedir. Demir kaplarda pişirilmiş et, deniz ürünleri, brokoli gibi yiyecekler yiyin. Doktor tavsiyesi ile demir içeren vitaminler de kullanabilirsiniz.

OMEGA 3 + E – Bebek ve çocuk uzmanı Profesör Robert Winston'un yaptığı bir araştırma, balıkyağının özellikle disleksi (öğrenme bozukluğu), egzama ve iletişim zorluğu çeken çocuklar üzerinde olağanüstü etkileri olduğunu ortaya çıkardı.

BBC'de yayınlanan “Günümüzün Çocuğu” adlı belgeselde, Profesör Robert Winston, davranış bozuklukları gösteren iki çocuğa günlük olarak belli dozlarda Omega 3 yağ asidi içeren balıkyağı tabletleri vermiştir. Üç ay sonra her iki çocukta da önemli gelişmeler gözlenmiştir. Saldırgan davranışlı olan çocuğun bu durumu olumlu yönde değişirken, çekingen ve içine kapanık olan diğer çocuğun da dışa dönük bir hale geldiği görülmüştür. Bu çalışma balıkyağının birçok probleme çözüm olduğunu ortaya koymuştur.[1]
Kaynaklar
[3] Anadolu Haber Ajansı.

1 yorum:

Küfür, hakaret içeren yorumlar yayınlanmayacaktır.
Teşekkürler..

Bumerang - Yazarkafe

Bumads

Mart 2007'nin "En iyi blog"u Seçilmişti blogum!Teşekkürler destekleyen herkese...