6 Mart 2014 Perşembe

Kader Nedir?

"Biz her şeyi bir ölçüye göre (kader ile) yarattık!" (el-Kamer, 49)

"Yeryüzünde vukû bulan ve sizin başınıza gelen herhangi bir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta yazılmış olmasın. Şüphesiz bu, Allâh'a göre kolaydır." (el-Hadîd, 22)




İki türlü kaderimiz vardır.

1.) Mutlak kaderimiz, yani İrade-i külli:

Evrendeki İlahi bilgisayar olarak kabul edilen Levh-i mahfuzda kayıtlı olan ve Allah'ın iradesini yansıtan kesin ve değişmeyen kaderimizdir. Bu kader dua, büyü veya hiç bir güç, tedbir ve gayretle değiştirilemez. Bizim istek ve bilgimiz dışında oluşan bu kaderin kapsamına, doğduğumuz memleket, dönem, ailemiz, eşimiz, evladımız, işimiz, ecelimiz ve yaşamımızın derinden etkileyecek ve şekillendirecek olaylar girmektedir.

2.) Muallak kaderimiz, yani İrade-i cüzi:

Bu ise kişinin kendi iradesini kullanarak kaderini ve yaşamını şekillendirmesi olarak açıklanabilir. Bunlara özel zevklerimiz, meraklarımız, ikili ilişkilerimiz, olaylar karşısında verdiğimiz tepkiler ve bu tepki ve davranışlarımızı kontrol etme becerilerimiz örnek olarak gösterilebilir.

Mutlak kaderimizi oynanan bir oyunun kurallarına benzetecek olursak, muallak kaderimiz ise oyuncunun bu oyunu oynarken gösterdiği becerilerin tümüdür. Buna en iyi örnek olarak tavla oyununu göstermek mümkündür. Tavla oyununun kendisine özgü kuralları mutlak kader olarak kabul edilmelidir. Gelen zara göre oyuncunun pulunu kaçması, kapı alması, bazen rakip oyuncunun pulunu kırması nasıl bir ustalık gerektiriyorsa, kişide yaşarken aynı ustalığı göstererek yaşamını şekillendirebilir. Oyuncunun oyun süresince zarının iyi gelmesi oyuncu usta değilse maçı kazanmasına yetmeyeceği gibi zarı pek iyi gelmese de usta bir oyuncunun maçı kazanma şansı oldukça yüksektir.
Çocukluğu ve gençliği sorunlu olan bir kişi zamanla yaşamını akıllıca şekillendireceği gibi, yaşamı her bakımdan olumlu olan bir kişinin yanlış davranışları onun yaşamında çok kısa bir süre sonra olumsuz olayların görülmesine neden olacaktır. Ama imkanları kısıtlı bir insan akıllı hedeflere yönelerek yaşamını belli bir süre de olumsuzdan olumluya dönüştürebilir. Yani o kişi, gelen zarlar iyi olmasa da oyunu iyi oynayarak maçı kazanmıştır. Hatta kaderi bir kişinin yaşamını şekillendiren olaylar dizisi olarak görmekten ziyade, o insanın evrensel gelişimini ve tekamülünü sağlayan bir eğitim programı olarak kabul etmek daha doğru bir yaklaşım olacaktır.

Kaynak

1 yorum:

  1. Çok güzel bir site..Bu siteye sevgim kat kat katlanıyor..Gerçekten hayat bir eğitim programı, programın en iyisini kapmak akıl işi akılsa Allah vergisi..Yan etkenler akla çomak sokmadığı taktirde güzel bir hayat yaşamak mümkün..Yan etkenlerden kastım cin, şeytan, cinli ve şeytanlı insanlar bu gibi musallatlar kaderdenmidir?mesela büyü kişinin iradesi dışında yapılan bir şey..Büyü bir gerçek..Büyü Peygamber efendimize de yapılmış. Büyü bir kadermidir.? Büyü birine habersiz yapılılırken, bu neden yapılıyor? büyü yapan ve yaptıran kişilerin kaderleri bu şekil mi yazılmış.Ben biraz şu düşünceye inanmak üzereyim hayatı nasıl tamamlarsanız, hayata tekrar feci bir şekilde geliyorsunuz.. mesela engelli bir şekilde ve hayvan suretinde dünyaya tekrar tekrar geldiğimize inanıyor gibiyim .. Köpekleri inceliyorum, gözlerini filan sanki dersiniz bir insan.. Allah hayvanlara, hayvanlar benim dilsiz kullarım onları incitmeyin ve örselemeyin demiş.. Bunu neden demiş? düşündükçe Allahın kızdığı kulları bu şekilde cezalandırdığını düşünüyorum ... Bu benim kendi düşüncem yanlış düşünüyorsam Allahımdan özür diliyorum...Vallahi başınızı yine şişirdim güya bir daha yazmayacaktım bakın buda bir irada meselesi..

    YanıtlaSil

Küfür, hakaret içeren yorumlar yayınlanmayacaktır.
Teşekkürler..

Bumerang - Yazarkafe

Bumads

Mart 2007'nin "En iyi blog"u Seçilmişti blogum!Teşekkürler destekleyen herkese...