Memleketin birinde pâdişah, “Çağırın” diye gürlemiş. “En ünlü falcıları sarayıma istiyorum!”
Öyle de yapmışlar.
Ünlü iki falcı tez zamanda tahtırevanlarla saraya getirilip, ayrı mekânlarda dinlendirilmiş, kuş sütü sofralarda yedirilip içirilmiş. Ertesi sabah ilk falcı huzûra çıkarılıp da pâdişahın avuç içlerine uzunca baktıktan sonra ve kapkara bir suratla ne dese beğenirsiniz?
“Sultânım, üç aya kadar öleceksin...”
Bu haberle binecek küpler arayan pâdişah, “Defedin şu münâsebetsizi. Bu adam fazla çirkin!” feryâdıyle koca sarayı inletirken, görevliler, iz’ansız falcıyı tekme tokat saray dışına kovalamışlar.
Sonra öteki dâvetli, edeplice sokulup, pâdişahın ellerini bir kuşu okşar gibi tuttuktan, çizgilere de uzun uzun baktıktan sonra, tebessümler içinde:
“Aman sultânım” diye müjdelemiş. “Siz ne tâlihli bir kulsunuz. Yüce Yaradan size sevdiklerinizin acısını kat’iyyen göstermeyecek. Ne şehzâdelerin, ne hanım sultânın hastalıklarına, vefatlarına şahit bile olmayacaksınız. Ne sevimli bir kaderiniz var.”
Bunun üzerine pâdişah yanındakilere dönüp:
“Deminki de, bu falcı da aslında aynı gerçeği söylüyor. Ama önceki, patavatsızın biriydi. Şimdiki ise doğruları kalb kırmadan, yıkıp dökmeden aktarıyor. Güzel olanı işte budur”
demiş.
E, işte Yunus Emre ne diyordu:)
Söz ola kese Savaşı, söz ola kestire başı..
Sözü bilen kişinin, yüzünü ak ede bir söz
Sözü pişirip diyenin işini sağ ede bir söz
Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı, yağ ile bal ede bir söz
Kişi bile söz demini, Demeye sözün kemini
Bu cihan cehennemini, Sekiz cennet ede bir söz
Yunus şimdi söz yatından, söyle sözü gayetinden
Pek sakın o sah katından, Seni ırak ede bir söz
Yunus Emre
SPONSOR REKLAMI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Küfür, hakaret içeren yorumlar yayınlanmayacaktır.
Teşekkürler..