15 Haziran 2015 Pazartesi

Alfa In, Beta Out!


Şu anda dünyanın kötü olarak gördüğümüz gidişatı da, insanların gitgide artan mutsuzluğu, öfkesi, depresyonu ve hastalıkları da hep bu Beta mereti yüzünden!
Beynimiz de titreşimlerden oluşur ve kendine özgün beyin dalgaları vardır. Nörobilimde yer alan başlıca beyin dalgaları beta, alfa, teta, delta ve az sayıda da olsa gama dalgalarıdır. Bilincin derinliklerine indikçe elde edilecek zihin kontrolü ile bilinçaltı dünyanıza girerek orada kendi gerçekliğinizi yaratma şansına sahipsiniz.
Her frekans saniyedeki döngü hesabı ile ölçülür ve birimi hertz’dir. Her frekansın kendine has bir karakteri vardır ve beynin o anki aktivitesiyle ve bilincin o anki özel durumuyla alakalıdır.

Beta dalgaları 14-21 (veya 13-30) hertz aralığında en hızlı şekilde yol alır. Beta, alarm modunda olduğunuz ve mantığın ağır bastığı hayatta kalma modudur. En yüksek zihin gücünün çalıştığı konumdur, ancak bunu matah bir şey sanmayın çünkü zihin hiç durmaz. Günlük aktivitelerimiz esnasında siz birer betasınızdır. Yüksek beta seviyeleri beraberinde stres, endişe, heyecan ve yorgunluk getirir. Hastalıklara davetiye çıkarır.
Alfa dalgaları 7-14 (veya 8-12) hertz aralığındadır. Derin bir sükunet ve rahatlama anında, genelde gözler kapalıyken ve uyanıkken rüya görme modunda devreye girer. Meditasyon esnasında varılan farkındalık alfanın karakteristik özelliğidir ve zihni programlamanın tek yoludur. Alfa konumunda yaratıcılığınız, imgeleme ve hayal gücünüz, hafızanız ve konsantrasyonunuz tavan yapar. Bilinçaltınıza inmenizin tek yoludur. Sağ ve sol beyin dengenizi en iyi bu konumda kurarsınız. Alfa konumunda en isabetli kararları alırsınız, en yaratıcı fikirleri bulursunuz, duygularınız daha sağlıklı ve dengede, görüşleriniz daha isabetlidir. Daha fazla endorfin salgılar, hastalıklardan daha çabuk kurtulursunuz.
Teta 4-8 hertz aralığındadır. Çok derin meditasyon esnasında ortaya çıkar. Düşüncelerin derinliklerine inersiniz. Hayallerinizi ya da imgelemelerinizi gerçek gibi yaşarsınız. Çok yüksek zihinsel konsantrasyon sağlarsınız. Mucizevî şekilde çalışan zihniniz yine mucizelere imza atar. Rüya gördüğünüz an teta konumudur. Size bilinçaltına giriş izni verir.
Delta 0.5-4 hertz aralığındadır. Derin ve rüyanın olmadığı deliksiz uyku esnasında ortaya çıkar. En derin rahatlama yoludur. Tüm vücudunuzu komple hissettiğiniz konumdur. En saf halinizle var olduğunuz yerdir.
Çalışmalar göstermiştir ki, alfa konumuna geçmeyi başaran öğrencilerin başarı ortalaması bir anda artmaya başlamıştır. Öğrenme, bilgi bombardımanı şeklinde habire içeri yapılan bir depolama değildir. Bu yüzden betadan alfaya yapılan bir geçişle öğrenme, yaratıcılık ve stresle mücadele konusunda büyük aşamalar kaydedilmektedir

Betadan alfaya geçmeyi başardığınızda bu size pek çok avantaj sağlar. Öncelikle stresi bertaraf edersiniz. Öğrenme kabiliyetiniz artar. Özellikle de yabancı dil öğrenirken çok faydasını görürsünüz. Elinizdeki işleri sakin kafayla daha çabuk ve iyi bir şekilde bitirirsiniz. En karmaşık sorunları en basit şekilde çözmeyi başarırsınız.
...................................................................................
Peki meditasyon bile yapamıyorsak nasıl betadan alfaya geçiş yapacağız?
.
Nefes tekniğimizle… Karşınıza pek çok nefes tekniği çeşidi çıkacaktır. Haritanın doğusunda yedi bin senedir kullanılan ve çok basit olan Taoist nefes tekniği bizim Çigong çalışmalarımızda kullandığımız nefes tekniğidir. Tüm nefes teknikleri içinde en basiti ama en etkilisidir. Öğrenmesi dakikalar sürer, bu yüzden de karmaşık bir şekilde pazarlanamayacak kadar basit olduğu için eğitimciler tarafından tercih edilmez!
Bu teknik vücuda maksimum oksijen alınmasını hedefler, zira kanser de dâhil olmak üzere her türlü hastalığın ve sorunun en büyük düşmanı oksijendir. Biz maalesef nefes almayı bilmiyoruz. Bebekler bizden daha iyi nefes alıyorlar. Dakikada alıp verdiğimiz nefes sayısı o kadar fazla ki vücudumuza bu yüzden çok az oksijen girebiliyor. Bizim tekniğimizde ise dakikada aldığımız nefes miktarını azaltmak; uzun, derin, yavaş ve doğal nefes almak esastır. Nefeslerimizi hep burundan alıp burundan veririz çünkü Çinliler yaşam enerjisi olarak kabul ettiği nefesi Çi ile özdeşleştirdiğinden, ağzın açılması halinde bu enerjinin heba olduğuna inanırlar. Bir başka olmazsa olmazımız ise dilimizin ucunu damağımıza dayalı tutmaktır. Bu bizim Du ve Ren meridyenlerimizi birleştirip mükemmel bir enerji akışı sağladığı için ve kalp ve zihni birleştirdiği düşünüldüğü için çok önemlidir. En önemli kısım ise nefesimizi alışık olduğumuz üzere ciğerlerimize değil karnımıza dolduruyoruz. Bunun nedeni tüm yaşam enerjimizin, ağırlık merkezimizin ve ikinci beynimizin bu bölgede bulunması.
Bu alanda depoladığımız ve her an kullanıma hazır olan enerji, sizin alfa konumunda kalmanızı sağlayacaktır.
Verdiğimiz nefes süresi aldığımız nefes süresinden biraz daha uzundur. Her nefes alış ve nefes verişten sonra ise bir müddet bekleriz, bu esnada nefesler hafiften tutulur çünkü fizikte de cisimler en tepe noktaya geldiklerinde hemen inişe geçmezler; kısa da olsa bir süre tepe noktada bekleme süresi yaşanır. Şimdi gelin kısa bir ölçüm yapalım. Normalde sıradan bir insan dakikada 10 ve daha fazlası nefes alıp verir. Bu epey yüksek bir rakamdır. Kesik kesik tamamlanmamış nefeslerdir. Bunu en çok gerilim filmi filan izlerken, filmin bir yerinde uzun ve derin bir nefes aldığınızda fark edersiniz. Çoğu insan da resmen nefesini tutarak yaşar.
Şimdi bizim tekniğe gelelim. Yavaş, uzun ve derin nefes alarak bu süreci 6 saniyede tamamladığınızı düşünün. 3 saniye de nefesinizi tuttunuz. 8 saniye kadar bir sürede yavaşça verdiniz, ta ki bitene kadar. Nefesiniz tam olarak bittiğinde yine 3 saniye kadar bekleyin. Tekrar nefes almaya hazırsınız. Aradaki hafif nefes tutmalar bir sonraki nefes alış verişinizi daha etkili ve hakkını vererek yapmanızı sağlar. Ne oldu sonuç? 6+3+8+3=20. Dakikada alıp verdiğiniz nefes sayısını şimdiden üçe indirdiniz. En baba yogiler bunu dakikada bire indiriyorsa sizin için muhteşem bir sonuç olmalı. Bu rakamları kendinize göre ayarlayabilirsiniz. Maksat öncelikle bu; bu size bir idman ve pratik olsun. Daha sonra zaten saymayı bırakacaksınız ve bu sizin günlük nefes alış verişiniz şekline dönüşecek. Vücudunuza giren maksimum oksijen miktarı ve titreşimleri artan hücreleriniz bilin bakalım sizi hangi seviyeye getirecek: Alfa ve daha üst seviyelere. Artık o hayvansal, hayatta kalma içgüdülü moddan çıkıp sakinleşmiş ve aydınlamış moda gireceksiniz. Toplantıdasınız ve her şey sinir bozucu bir şekilde ilerliyor. Hemen o anda nasıl nefes alıp verdiğinize odaklanın. Nefesinizi düzene soktuğunuz andan itibaren toplantının akışı dahi değişecektir. Sizi sinir etmeye çalışan karşı taraf bir anda bertaraf olacaktır. Alfa konumuna geçtiğiniz andan itibaren yaydığınız titreşimler, etrafınızdaki canlıların ve olayların da titreşimlerini değiştirebilecek güçtedir. En azından kendi titreşiminiz sizin etrafınızdan etkilenmenizi engelleyecektir, varsın onlar betada sürünsünler smile ifade simgesi

ERSİN iPEK


1 yorum:

Küfür, hakaret içeren yorumlar yayınlanmayacaktır.
Teşekkürler..

Bumerang - Yazarkafe

Bumads

Mart 2007'nin "En iyi blog"u Seçilmişti blogum!Teşekkürler destekleyen herkese...